-
Ara
-
Recent Entries
- “Yoldaş Tür Olarak Mantarlar” çevirisi
- Xavier Dolan Sinemasında Aile Bağları, Queer İttifaklar ve Tekillik
- Entelektüel mülkiyetin imkânsızlığı ve düşüncenin müşterek üretimi üzerine bir deneme
- Prekarlık ve Prekarite Tartışmalarına Kısa Bir Giriş
- Kırılganların İmajları
- Kırılgan Hayat Üzerine Notlar
- utanç üzerine
- Ulus Baker’in Armağanı
- “Şatila’da Dört Saat” – Jean Genet
- Nedir Bu Prekarite?
-
Bağlantılar
rather dance than talk · "Let your hips do the talking."
rather dance than talk 
merhabalar
rüya üzerine yapmış olduğunuz incelemeyi çok beğendim ben makale bahsettiğiniz kişiyim (mehmet güneş)
çok güzel bir inceleme olmuş tebrik ederim
uzun ihsan efendi için geçerli olan şizoid bozukluklarının sabit olduğunu düşünüyorum nitekim yazrın kendisi de içe kapanık biri olup yazarın annesiyle ilgili hiçbir bilgiye ulaşılamamıştır. v roman da kadın karakterlere bakmak gerekirse anneden kaynaklı olarak bir içselleşme ve beraberinde şizoid kişilik bozukluğunu getirdiğini söyleyebiliriz. kadın karakterler çok silik bir yer taşımaktadır. site de yayınlanmış olan makalenin 10 sayfalık bri özeti olduğundan her şeyi anlatabilmiş değilim makalenin kendisi 50 sayfalık olduğundan yapmış olduğunuz tesbiti yersiz buldum. zaten yazarın kendiside felsefe gibi içe dönük insanların sürdürebileceği bir meslek seçmiştir. aynı zaman da sosyal medyada pek yer edinmeyen biri.
yazıyı okuduğunuz ve geri bildirimde bulunduğunuz için teşekkürler. yazınızın tamamını (50 sayfalık versiyonunu) okumadım ancak temel tezinizi uzun ihsan efendi’nin şizoid bozukluğunu vurgulamak suretiyle başlıkta da belirtmişsiniz. yorumunuza vereceğim cevap yazı boyunca anlattığım şeyi tekrarlamaktan başka bir şey olmayacak. edebi bir metni patolojik terimlerle çözümlemeye yönelik her hareketin indirgemeci olacağı kanaatindeyim. hele ki yazarla ilgili fikir yürütmelerin analitik bir boyuta taşınması aşırı yorum olarak değerlendirilebilir sanıyorum. bir yazarın kitaplarını okuyarak onunla ilgili kişisel çıkarımlarda bulunmak edebiyatın alanını aşıp terapinin alanına giriyormuş gibi geldi bana. yani yine demem o ki, “bu tarz bir anlatıya psikanalitik söylemin ya da kartezyen düşüncenin çerçevesinden yaklaşmak, ona karşı indirgemeci bir tavır takınmak, yaratıcı gücü hafife almak olacaktır.”
ama bunu sadece yaratı olarak düşünmedik ki önce romanları inceleyip hipotezi söyledik sonra yazarın hayatını ele aldık. sonra orta attığımız hipotez ile var olan gözlemler uyuşunca bizde bunun tezini yazdık. kurmacayı kabullenmek grekir ki kurmaca ne olursa olsun yazarın hayatından izler taşır. en basitinden puslu kıtalar atlasındaki uzun ihsan efendinin fiziksel betimlemesi 1-1 ihsan oktay anarla uyuşuyor.
bunun dışında romanlar uzerine düşünceleriniz çok hoş mail adresimi yazıyorum belki romanlar üzerine fikir alışverişimiz olabilir.
Yanlış yorumlamissiniz tez sadece karakteri kapsamaktadır ve tez incelenirken sadece romanlardaki verilerden uzun ihsan incelenmiştir yanlış yerden laf vuruyorsunuz tezde yazarın dikkat alınmadı gibi belirttim bu yazınız için benim tezi kullanmanız yersiz olmus